Kanguru Haber

Usta Çırak İlişkisi ve Akademik Eğitim

Kanguru Haber

Kanguru Haber

Türkiye’de her türlü sanat ve zanaat bilgisi çok eski dönemlere kadar uzanan tarihi nedeniyle yazılı olarak değil, kulaktan kulağa, ustadan çırağa aktarılarak süregelmiştir. Türkler ilk dönemlerde göçebe olduklarından, yazılı kaynakları kullanarak, yanında taşımak yerine bilgiyi usta çırak ilişkisi ile günümüze kadar taşımışlardır.

Sanatın her dalında ustanın yanına aldığı çırağı yetiştirmesi ile bilgi kalıcı olmuş, aynı zamanda çırağın ustasından öğrendiklerine ekleme yaparak, kendi bilgisini harmanlayarak kendi çırağına aktarması, bilginin daha da güçlenmesine yardımcı olmuştur.

Osmanlı döneminde tiyatro daha çok gayrimüslimler tarafından icra ediliyordu. Yahudi, Ermeni kökenli icracılar, yanlarına bu sanatı öğrenmek için gelen Türk çıraklarına bilgilerini aktararak, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun oluşumuna yardım etmişlerdir. Belli bir süre sonra Geleneksel Türk Tiyatrosu kendi içinde belli bir aşama kaydetmiştir. Her usta oyuncu belli bir olgunluk dönemine gelince kendi tiyatrosunu kurarak çıraklarını yetiştirmiş, çıraklar da kendi olgunluk döneminde ekipten ayrılarak kendi tiyatrolarını kurmuştur.

Muhsin Ertuğrul ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurulması sırasında, Nazi soykırımından kaçan Yahudi bilim ve sanat insanlarının öğretileri ile akademiler açılmaya başlamış, usta çırak ilişkisi ile öğrenci yetiştirenlerden akademik bir yapı içinde işin başında değil de kitabî bilgiden öğretilmesi istenmiştir. Bu noktadan itibaren Türk milletine aslında çok da uymayan akademik eğitim şekli hayatlarımıza biraz da dayatma ile sokulmuş ve bu konu bugüne kadar polemik konusu olarak devam etmiştir.

Bu açıdan bakıldığında her iki durumun da eksileri ve artıları üzerinden değerlendirmek, çok daha sağlıklı bir yöntem olacaktır. Amaç birini haklı çıkarmak değil, en iyi öğrenme ve öğretme metodunu bulmaktır.

Usta çırak ilişkisinde işin icrası sırasında bilgi görerek ve tecrübe edilerek öğrenilir. Bilgi yaşama bağlıdır ve bu noktada başarı ya da başarısızlık yoluyla kesin ve net olarak öğrenilir.

Akademik eğitimde bilgi, yazılı kaynaklardan sözle aktarılır ve öğrencinin algılama biçimine göre ve tahminlere dayanarak öğretilir. İcra ile karşı karşıya kalan öğrencinin yaşayacağı deneyimler aktarılamaz.

Usta çırak ilişkisinde öğrenen ve öğreten arasında duygusal bir bağ bulunmaktadır. Usta çırağına bilgi aktarırken onun içinde bulunduğu ruh halini de gözönüne alarak, bilgiyi onun ihtiyaç duyduğu şekilde aktarır.

Akademik eğitimde ise sadece varolan bilgi aktarılır. Öğrencinin ne durumda olduğu, algılama ya da algılamama durumu değerlendirilmez. Duygusal bir bağ olmadığından öğrenci aldığı bilgi ile kendini özdeşleştirmekte zorlanır.

Usta çırak ilişkisinde aktarılan bilginin herhangi bir yazılı kaynağı yoktur. Usta çırağına bilgiyi anlatır, o anda gösterir ve kendi metodunu bilgi olarak sunar. Çırak yaptığı her deneme sonunda ustasının sözel yönlendirmesini takip eder.

Akademik eğitimde öğrenci gerek öğreticinin anlattıklarını notlayarak, gerekse de konu ile ilgili yazılı kaynakları edinerek, bilgiyi yanında tutma şansına sahiptir. Olası bir unutma durumunda yazılı kaynaklarına danışarak, bilgiye geri dönüş sağlayabilir.

Usta çırak ilişkisinde bütün çalışma sahada yapılır, bütün detaylara bakarak kapsamlı bir bilgi aktarılır.

Akademik eğitimde ise sahaya inmeden, olası sonuçlar değerlendirerek bilgi verilir ve öğrencinin karşılaşacağı olası bütün durumlar seçenek olarak sunulur.

Tiyatro sanatında hem usta-çırak ilişkisi, hem de akademik eğitim almış biri olarak her ikisinden de faydalanmış olsam da yanında çırak olduğum ustam Lale Oraloğlu hocamın bana iki yılda usta-çırak ilişkisi ile verdiği bilgiyi, dört yıllık akademik eğitimde alamamış olmayı da deneyimledim.

Ülkemizin genel şartlarına bakıldığında genel olarak okumak ve bir zanaata sahip olmak konusu her daim tartışılmaktadır. Biz Türklerin duygusal yapıya sahip olması, bilgiyi öğrenmek için insani ilişki aradığımız düşünüldüğünde usta çırak ilişkisinin her daim geçerli olacağını düşünüyorum.

Cüneyt İngiz
Tiyatro Oyuncusu – Seslendirme Sanatçısı

Yazımızı beğendiyseniz paylaşım butonlarını kullanarak sosyal medyada paylaşıp daha fazla kişiye ulaştırmanızı rica ederiz. Bizi Twitter üzerinden @kanguruhaber hesabından, Instagram üzerinden @kanguruhaber hesabından da takip edebilirsiniz.

Yorum yapmak, eklemek ya da düzeltmek için aşağıdaki yorum kısmını kullanabilirsiniz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ