İlk çıktığı zaman sinemada izlediğim ve çok beğendiğim bir film vardı. Uzun zamandır tekrar izlemeyi düşünüyordum, ancak bir türlü vakit yaratamıyordum. Aslında vakit yaratamamak, benim kendimce uydurduğum bir bahane, koyduğum bir engeldi. Farkındayım. Ve sonunda geçen akşam oturup izledim. İyi ki de tekrar izlemişim.

Bana çok farklı bakış açıları ve farkındalıklar kazandırdı. 2 sene de hayata bakış açım, düşüncelerim ve aslında ben! Ne kadar da değişmişiz.

Filmde bir sahnede şöyle bir diyalog vardı. “ Hayatından memnun değil misin? Neden? Onu sen yarattın… Eğer memnun değilsen de değiştirmek senin elinde. Tüm oyuncuları değiştirmene gerek yok. Sadece başrol oyuncusunu değiştir. Tüm hayatın değişecek.”

Ne kadar doğru. Hayatımızda var olan her şeyi aslında yaratan bizleriz. Hepimizin türlü türlü bakış açıları var. Söylemleri var. Ve farkında olmadan iyiyi de, kötüyü de hayatımıza bizler davet ediyoruz ve yaşıyoruz. Sonra da tüm bunlar başıma neden geldi? Bunları neden yaşıyorum diyoruz. Ah! Bir bilebilseydik bunların bizim düşüncelerimizin yansıması olduğunu…

Sonra da soruyoruz. Ben şimdi ne yapmalıyım da hayatımı değiştirmeliyim, nasıl olacak bu diyoruz? Arkadaşlar kesin ve net bilgi… Sen değişirsen dünyan değişir.

Sen değişirsen ne demek? Düşüncelerini, düşünce tarzını değiştirmen demek. Hayata, olaylara ve insanlara karşı bakış açılarını ve yargılarını değiştirmen demek.

Aslında filmde de aynı şeyi vurguluyorlardı. Başrol oyuncusunu değiştirmen lazım. Yani seni!

Bizler kendi hayat sahnemizin başrol oyuncularıyız aslında. Hayatımızı değiştirmek istiyorsak da aslında tüm oyuncuları değiştirmeye gerek yok. Sadece başrol oyuncusunun değişimi yani sizin değişim ve dönüşümünüz yeterli. Siz değişince ister istemez hayatınız ve hayatınızdaki oyuncular da değişmeye başlıyor. Olaylara, insanlara bakış açılarınız değişmeye başlıyor. Ve bir de bakmışsınız ki, hoooppp her şey değişmeye başlamış. O anda korkup panikliyorsunuz belki. Ama hissettiğiniz korkuya rağmen yol alma cesaretini gösteriyorsanız ne mutlu size.

Başarmaya başladınız işte…

Bir kere titreşim frekansınız değişince bir daha asla hiç bir şey eskisi gibi olmuyor. Ve siz hep daha da yukarı çıkmak istiyorsunuz… Ve etrafınızda bir de bakmışsınız ki, hep sizinle aynı frekansta titreşen insanlar oluvermiş.

Sizin gibi düşünen, konuşan, davranan ya da bu yolda yürümeye hevesli insanlar olmuş. Mutlaka ki size karşı çıkan, sizi saçma, dengesiz ya da yüksek egolu diye tanımlayan, enerjisel olarak sizi aşağıya çekmeye çalışan insanlar olacaktır. Ne yapalım. Varsın olsunlar…

Onları da yolumuzda ki çakıl taşları gibi görüyoruz zaten. Gülün dikenleri gibi…

Siz yolunuzda yürümeye yılmadan devam ettikçe, sizin ile gelmek isteyenlerin yada sizden katkı almak isteyenlerin de sayısı artacaktır. Bundan daha iyi nasıl olur?

E o zaman yeni yolunuz ve yeni hayatınız hayırlı olsun…

Deniz Ebru Turan
turanebru73@gmail.com

Yazımızı beğendiyseniz paylaşım butonlarını kullanarak sosyal  medyada  paylaşıp daha fazla kişiye ulaştırmanızı rica ederiz. Bizi  Twitter  üzerinden @kanguruhaber hesabından, Instagram üzerinden  @kanguruhaber hesabından da takip edebilirsiniz.

Yorum yapmak, eklemek ya da düzeltmek için aşağıdaki yorum kısmını kullanabilirsiniz.