AİFD “Nadir Hastalıklar Yetim Kalmasın”
AİFD, dünyada her yıl Şubat ayının son günü nadir hastalıklara dikkat çekmek üzere gerçekleştirilen “Nadir Hastalıklar” günü nedeniyle Türkiye’ye çağrı yaptı.
Ender görüldükleri için toplumda fazla bilinmeyen ve bugüne kadar 6 bin civarında türü tespit edilen “Nadir Hastalıklar”, tüm dünyada yaklaşık 350 milyon insanı ve yakınlarını etkiliyor. Her yıl Şubat ayının son günü tüm dünyada “Nadir Hastalıklar Günü” olarak kutlanıyor ve düzenlenen etkinliklerle bu hastalıkların yarattığı sorunlara dikkat çekilmesi hedefleniyor. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) de “Nadir Hastalıklar Günü” sebebiyle yayınladığı mesaj ile nadir hastalıklar ile ilgili tüm kişi ve kurumların bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Avrupa’da, toplumda her 2 bin kişi arasından 1 kişide görülen, çoğu kronik ve hayatı tehdit edici olan hastalıklar, nadir hastalıklar olarak tanımlanıyor. Tek tek bakıldığında, genel rastlanan hastalıklara göre daha az sayıda insanın etkilendiği nadir hastalıkların bugüne kadar 6 bin kadarı tanımlanmış durumda. Yaklaşık yüzde 80’i genetik kökenli olan, yüzde 20’lik bölümünün ise çevresel etkilerden kaynaklandığı düşünülen bu hastalıklar, çoğunlukla çocukluk yaşlarında ortaya çıkmakla birlikte, erişkin yaşlarda da azımsanamayacak oranlarda görülebiliyor. Nadir hastalıkların toplumun yüzde 5-6’sını etkilediği düşünülürken, yapılan çalışmalara göre dünyada yaklaşık 350 milyon, Türkiye’de ise nüfusa oranlandığında yaklaşık 5-6 milyon kişinin ve yakınlarının nadir hastalıklarla mücadele ettiği belirtiliyor. Araştırmalara göre nadir hastalıkların yüzde 75’inin çocukları etkilediği ve nadir hastalık görülen kişilerin %30’unun 5 yaşından önce hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Yayınladığı mesaj ile nadir hastalıklara dikkat çekmeyi amaçlayan AİFD, nadir hastalıkların en önemli sorunlarından birinin, toplumsal farkındalık ve bilgi düzeyinin düşüklüğü nedeniyle erken teşhis edilememesi olduğunu vurguladı. Ender görüldükleri için kamuoyunun, hastanın, ailesinin ve hekimlerin nadir hastalıkların belirti ve bulguları hakkında bilgisinin genellikle sınırlı kaldığını belirten AİFD, bu nedenle hastaların doğru tanıyı alabilmek için genellikle yıllarca çabaladığı ve onlarca uzman hekim dolaşmasını gerektiğini belirtti. Hasta ve hasta yakınının kendini yalnız ve terk edilmiş hissettiği vurgulayan AİFD, yapılan uluslararası araştırmalara göre, nadir hastalıklarda belirtilerin başlaması ile doğru tanı konması arasında geçen ortalama sürenin 5 yıl olduğunun tahmin edildiğini belirtti.
Yaşamı tehdit eden, ya da engellilik yaratan nadir hastalıkların teşhisi, önlenmesi veya tedavisinde kullanılan beşeri tıbbi ürünler olarak tanımlanan “yetim ilaçlar”, yararları çok kesin olsa bile, kullanımlarının nispeten az olması nedeniyle ekonomik görülmüyorlar ve bu nedenle geliştirilmeleri ve üretimleri açısından çoğunlukla ihmal ediliyorlar. Bu kapsamda “nadir hastalıklar” ve “yetim ilaçlar” için “ulusal politika tanımlanması”, “mevzuat düzenleme ve gelişmiş ülkelerin mevzuatları ile uyumlandırma” ile “tedaviye hızlı erişim için teşvik” konularının ön plana çıkartılması gerekliliğini vurgulayan AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, A.B.D.’de Yetim İlaç Yasası’nın 1983’te, AB’de ise ilgili düzenlemelerin 2000’li yılların başından itibaren hayata geçirildiğini, hâlihazırdaki durumda, ilaca ve tedaviye erişim hakkı göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’de de en kısa sürede gerekli adımların atılmasının önemli olduğunu söyledi.
Türkiye’de henüz yetim ilaç politikası olmamasının yarattığı sıkıntılara rağmen, bu alanda acil ve teşhisi konulmuş hastaların tedavi ihtiyaçlarını yurt dışından ithal edilen ilaçlar ile karşılamak amacıyla devlet tarafından çeşitli adımlar atıldı. Ancak Avrupa’da nadir hastalıkların tedavisi için onaylı yetim ilaçların sadece yüzde 22’sinin Türkiye’de ruhsatlı durumda olduğunu belirten Dr. Ümit Dereli, diğer yüzde 40’ının da Sağlık Bakanlığı’nın onayını takiben Türk Eczacıları Birliği (TEB) aracılığıyla Türkiye’ye getirildiğini ancak kalan yüzde 38 oranındaki ilaçlara ise hastaların erişimi bulunmadığını vurguladı.
AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli ayrıca, AB’nin hayata geçirdiği direktifler sonrası 13 yılda 2,6 milyon insanın tedaviye erişebildiğini belirterek, “İnsan odaklı” ilaç politikaları ile insanlara sağlık sunmanın endüstriye düşen bir görev olduğunu söyledi. Yenilikçi ilaç firmalarının, yaşam kalitesini yükseltecek yeni ilaç ve tedaviler geliştirmek amacıyla her yıl dünya çapında 120 milyar dolardan fazla Ar-Ge yatırımı yaptığını vurgulayan Genel Sekreter Dereli, bu yatırımlar içinde, nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan yeni ilaçların geliştirilmesi çalışmalarının da yer aldığını ve hastaların kullanımına sunulan yenilikçi ilaçların, her yıl milyonlarca insanın daha kaliteli ve daha aktif bir hayat sürdürmesine katkı sağladığını belirtti.
Nadir Hastalıklarla Mücadelede Birlik Çağrısı
Nadir hastalıkların, sanıldığından çok daha büyük bir toplumsal sağlık problemi olduğunu ifade eden Dr. Ümit Dereli, bu sorunun çözümü için ilgili tüm tarafların ortak asgari müşterek ve kamu yararı çerçevesinde birleşmesinin esas olduğunu belirterek, nadir hastalıklarla mücadelede toplumsal seferberlik ve birlik için “Nadir hastalıklar yetim kalmasın…” çağrısı yaptı.
Bu doğrultuda, daha fazla iletişim ve işbirliği ile tüm paydaşlar arasında köprüler kurarak, nadir hastalıkların teşhis edilmesinin ve tedaviye erişiminin sağlanmasıyla toplumsal yükün azaltılmasının mümkün olduğunu belirten AİFD Genel Sekreteri Dereli; “AİFD, konunun tüm paydaşlarıyla işbirliği yapmaya devam edecektir.” dedi.
Ulusal Nadir Hastalıklar ve Yetim İlaç Politikası
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği bünyesinde faaliyet gösteren “Yetim İlaç Çalışma Grubu”nun nadir hastalıklara dair kamu bilincini artırmaya ve bu alanda ulusal politikalarımızın oluşturulmasına yönelik çalıştığını belirten AİFD Genel Sekreteri Dereli, bu doğrultuda nadir hastalık ve yetim ilaçlarla ilgili tüm paydaşları bir araya getirecek uzun soluklu projelerin gerçekleştirilmesi, toplumsal farkındalığın artırılması ve ulusal sağlık politikalarının oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Dr. Dereli, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun mutabakatıyla nihai hale getirilen “Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2015-2018)”nında nadir hastalıklar ve yetim ilaçlar konusunda ulusal politikamızın oluşturulması yönünde bir eylem planının bulunduğunu vurguladı.
Yazımızı beğendiyseniz paylaşım butonlarını kullanarak sosyal medyada paylaşıp daha fazla kişiye ulaştırmanızı rica ederiz. Bizi Twitter üzerinden @kanguruhaber hesabından, Instagram üzerinden @kanguruhaber hesabından da takip edebilirsiniz.
Yorum yapmak, eklemek ya da düzeltmek için aşağıdaki yorum kısmını kullanabilirsiniz.