Kanguru Haber

Şöhretin Psikolojisi

Kanguru Haber

Kanguru Haber

Çocukluğumuzdan itibaren önce ailemiz, sonra okuldakiler ve devamında çevremiz bizi beğensin isteriz. Davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı buna göre düzenleriz. Özgürlüğümüzü aslında o yaşlarda yitiririz. Kendimiz gibi değil, diğerlerinin bizi beğendiği gibi davranma alışkanlığımız o dönemde başlar.

İnsanın temel gereksinimlerinden biri olan kabul görme ihtiyacı tüm yaşamımız boyunca peşimizi bırakmaz. Ergenlik döneminde isyan ederiz ama toplumsal baskıya yenik düşeriz. Yaşamın döngüsü, toplumların dinamikleri bizi ehlileştirir. Kalıplara uymayanları eleştiren bir hale geliriz yaş aldıkça.

Ahlak kurallarına uyduğumuz ölçüde iyi insan ilan ediliriz, başkalarına yardım etme yönümüz gelişmişse saygınlığımız artar. Tam tersi tutumlarımız ise tepkiye yol açar ve maddi ya da manevi yaptırımlarla karşılaşırız.

Yaşam oyununu kuralına göre oynamaktan başka yol bırakmaz bize toplum. Ayıplanmak, dışlanmak, istenmeyen insan ilan edilmek veya hapse girmek sağlıklı bireylerin isteyebileceği sonuçlar değildir. Herkes kabul görmek, onaylanmak, sevilmek ve saygı duyulmak ister.

Olumlu vasıflarımız ancak uzun bir süreç sonucunda kabul görmemize yol açarken, yaptığımız bir hata ani tepkilere ve yaptırımlara neden olur. Yani tırmanması zor, düşmesi kolay bir yolculuktur yaşam.

Bazen tırmanmak zorunda kalmadan da kabul görebiliriz. Popüler kültür ve tüketim toplumunun dinamikleri ilginç olan her şeyi malzeme olarak kullanır. Gelip geçici olsa da beğenilme arzusuna karşı koyamayan birey aniden şöhrete kavuşabilir.

Basamak çıkmadan gelinen yükseklik sarhoşluğa, aşırı ilginin aniden kesilmesi ise paniğe yol açar. Dün beğenilen vasıf bugün önemini yitirebilir. Bireyin dengesi şaşar ve bocalar. Beğenildiği yönlerini ön plana çıkarmaya çalışır ama kabul görmeyince ya içe kapanır ya isyan edip hata yapmaya, düşüşü hızlandırmaya başlar.

Olağandışı olanın ilgi çektiğini, sıradanlığın ise önemsiz olduğunu fark eden birey; aşırılığa kaçmak, ilgi çekmek ve gündemde kalmak için akla hayale gelmeyecek çözümler bulabilir. Reklamın iyisi – kötüsü olmaz mantığı hâkimdir çünkü.

Magazin dünyasının matematiği farklıdır. Çarpanlar bazen pozitif sayılar olabildiği gibi negatif sayılar da olabilir. Eylemler ve söylemler göklere de çıkarabilir, yerin dibine de sokabilir. Hatta aynı eylem bile farklı zamanlarda farklı sonuçlara yol açabilir.

Aşırı ilgi üzerinde olan kişi bunu kaybetmenin getireceği sonuçları göremez. Kör noktası mevcut durumun hep devam edeceğine dair inancıdır. Oysa; emek sarf edilmeden, tesadüf yoluyla ya da sıra dışı olmak nedeniyle gelen şöhret, doğası gereği kısa sürede yok olmaya mahkumdur. Bunu fark etmek, yani ilginin kesileceğini anlamak bireyi hayal bile edemeyeceğimiz eylemlere, söylemlere iter.

Sonuçlarını düşünmeden, kaybettiği ilgiyi yeniden kazanabilmek için, bilinçli olarak ya da tamamen içgüdüleriyle kendi bedenini, yakın çevresini hatta varsa çocuklarını ön plana çıkarabilir. O an için elde edeceği ilginin sonrasında getirebileceği olumsuzlukları düşünemeyeceği için hem kendisine, hem çevresine, en önemlisi de çocuklarına zarar verebilir.

Sözün özü; meziyetlerinizi emek vererek geliştirmişseniz, basamak basamak, sindirerek merdivenleri çıkmışsanız şöhretiniz bir anda yok olmaz. Ama tesadüfi bir ününüz varsa, tüketim toplumunun, popüler kültürün ortaya çıkardığı anlık şöhrete sahipseniz bir Çin atasözünde denildiği gibi; üzerine su dökülen şeker gibi aniden eriyip gidebilirsiniz.

Gani Eser
Uzman Psikolog

Yazımızı beğendiyseniz paylaşım butonlarını kullanarak sosyal medyada paylaşıp daha fazla kişiye ulaştırmanızı rica ederiz. Bizi Twitter üzerinden @kanguruhaber hesabından, Instagram üzerinden @kanguruhaber hesabından da takip edebilirsiniz.

Yorum yapmak, eklemek ya da düzeltmek için aşağıdaki yorum kısmını kullanabilirsiniz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ